Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yine Izliyoruz Katliamlari!!

45 gundur izliyorduk ekranlarda ne oldugunu cozemedigimiz anne ve baba nin ne yazikki kotu kaderli evlatlari muhammet'i, evet yazik cunku nasil bir anne ve baba olduklarini goremedigimiz insanlarin yasamlari yuzunden belki bu hale geldi, ve bugun itibariyle de ogrendik ki zavalli muhammet oldurulmus ve evlerinin yakinindaki bugday tarlasinda 1 aya yakin zamandir atilmis, zavalli masumdan da hicbir iz kalmamis. Bunu izlerken tabii dun de baska bir cocuk cinayeti haberi cikti, adamin evini kapisini actigi gelinleri, 3 yasindaki cocugu oldurmus ustelik onu da evinde sandik icinde saklamis, neyseki kocasi daha iyiymiste kadini kendi elleriyle sikayet etmis, neymis bana taciz etti demis ettiyse 3 yasindaki cocuktan ne istedin? Yaninda senin cocugun varken o yasta nasil elini surebildin o yavruya? Sebebi her ne olursa olsun bir insan bir bebegi, cocugu nasil oldurebilir bunu hic tartismiyorum cunku benim aklim bunu hicbir zaman kabul etmeyecek, hicbir kin, intikam, bir cocuktan alinamaz,

Eger

O’nu hatırladıkca başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... her şiirde anlatılan O’ysa..

Online Oyunlar

Bilenler bilir Travian' i bilmeyenlere de soyle kisa bir bilgi vereyim, cunku bende daldim bu batagin:) icine cikamiyorum, hastalik, muptelalik, sinir, hirs, intikam, hepsi mevcut:) online ortamda oynanan bir oyun kayit olduktan sonra bir koye sahip oluyorsunuz, 2 halk turunden birini secip ardindan koyunuzu gelistirmeye saldirilar duzenlemeye ve almaya ileri boyutlara ulasinca koyler yikmaya, tabii koyunuzun yikilmasina, baska koyler elde etmeye, heleki oyunu gicik oynayanlara olan sinirinizden icinizin hirsla yanip tutusmasina hatta oyleki uzun saatleri internette koyun suratina bakip bekleyerek gecirmenizi saglayan bir oyun travian. Tabii bu oyunu parayla oynayan tutkunlarda mevcut onlar ustad onlarin yanina ugrayamayiz zaten, koylerimizin heran yikilmasi olasi biz garibanlarin ustalari :))) Malesef ki 2 ay once kadar bende daldim bu dunyaya:) sinirlerim had safhada o yuzden, intikam askiyla yanip tutusuyorum:)) meraklilarina tavsiye edilir, yoksa hic etmeyip gunah almasam mi ?

Anneler Gunu

Hep klasik bir laf vardir, 1 gun mu hatirlanacak gibisine, olsun, biz onlari her zaman hatirliyoruz ama eminim ki hergun kalkip onlara ufakta olsa bir hediye, bir kutlama yapmiyoruz, gozlerimiz dolmuyor onlara hergun hediye verirken, bir gunde olsa onlara en guzel seyleri yasatmak eminim ki yureklerine bir heyecan daha katiyordur, ben annemi sadece telefonda kutlayabiliyorum bu sene de, icim burularak, gozlerim dolarak, ama olsun en azindan telefonlada olsa kutlama yapabilecegim bir annem var, Allah' ima cok sukur, allah'in ilah'i takdir'i muhakkak hic lafim yok ama en azindan ozellikle son katliamda onca cocuk gibi mezarina gidip topragiyla konusmadigim icin allah' ima bin kez sukurler olsun, ya o cocuklar naapsin? kimisi daha anneler gununun ne oldugunu bilmiyordu, hatta kimisi daha annesini bilmiyordu, kimi annede evladini henuz gormemisti, anne oldum artik diyememisti, hayatini kaybeden tum annelere Allah'tan rahmet diliyorum, bugun annelerini gormeden annel

Sudan'da Yasam 2

Sudan'da gunler gecip gidiyor halen, ozlem icerisinde, yasamak degilmi diyor insan bazen kendi kendine yasiyorum, iste, cok sukur saglikliyim, sevdiklerimde bende, varsin birazda hasreti olsun, zorluk cekmeden sefasini surmek varmi diyorsun, akiyor boylece saatler, buralarda kum firtinasi var 1 haftadir, temizlik hastasi olmak icin en guzel nedenler den biri:) sabah bir uyaniyorsun ve ne goruyosun, evin icinde incecik sapsari kumlar, naparsin temizlik, bazen bosveresi geliyor insanin nasilsa yarim saat sonra gene iceri yagacaklar diye:) ee birde su problemi yasayinca, ne yaptigin temizlik hayir getiriyor ne bisey, hala hallolmadi evet, hala susuzluk cekiyoruz, kimileri, gelismisligi kaldiramaz, kimileri de gelisememeyi sanirim:) hayat iste akar gider, birileri olulerine aglarken, birileri de su borusunu bile halledemez. Ben burda ingilizce kursuna gidiyorum, daha oncede soylemistim, carsamba gunu de sinavim var, o nedenle bir kac gun, seyreklestirecegim sanirim ziyaretleri. Bana sa

Isyan mi Etmeli?

Isyan etmekle gelirmi acaba olumsuzluklarin caresi? peki isyan ediyormuyuz? baksaniza ben bile etmiyoruz, sadece buralara yaziyorum, bakiyorumda soyle bir, hep ayni dertlerden muzdaribiz, hep ayni kavgalari veriyoruz, hep ayni cumleleri sarfediyoruz, bir an bakiyorum, ayni dili konusan ayni guzellikleri konusan o kadar cok insan var ki, seviniyorum, ardindan bir bakiyorum, gene yakindigimiz olaylardan biri patlayivermis, iyilikleri isteyenlerin sayisi kotulukleri yapanlara yetmiyormu? yoksa iyilikleri isteyenler bir sekilde, kendinden yada cevresinden kaynaklanan sebeplerle kendini bastiriyor ve kotulere gun dogup, ativeriyorlar mi kendilerini meydanlara, kendilerini sevindiren insanligi uzen olaylari yaratmak icin. Bizler iyilikler icin savassak basaramazmiyiz, korkuyormuyuz, korktugumuz icin kacip meydani bos mu birakiyoruz, peki oyle yapiyorsak, elimize gecen her turlu kanuni, resmi hak ta neden susuyoruz, neden cabalamiyoruz, biz neden bilmiyoruz ki sadece iki kelime agzinin ucuyla

ICIMDEKI UMUTLARIM I!!!

Tuketmesek herseyi, soludugumuz havadan, yedigimiz as'a kadar, tadi damagimizda kalsa her sevginin, her canlinin, her varligin, her askin, her as'in, her seferinde ayni heyecani duysak yuregimizde, sevgimizi versek, yerdeki karincadan, gokteki yildizlara kadar her can'a, gozlerimizdeki isik hic sonmese, hep umut dolu baksa, gunluk olmasa heveslerimiz, tadini cikara cikara yasasak, icimize sindirsek, solusak, hissetmemizle unutmamiz bir olmasa, her an'in tadini yillara bolsek, bir yolda yurudugumuz insanlara, can yoldasim diyebilsek, hep umut etsek, umitle beklesek, hasretle sarsak, heyecanla tadina baksak, sonra saklasak yarinlara, yeni umutlara, umudumuzu bir etsek, bir umuda saklasak, bolussek, sonra birlikte diledigimizce yasasak? Daha guzel olmazmi dunya o zaman, insanlar daha candan davranmazmi birbirine, yuregimizden kinleri, fesatliklari, sokup atmazmiyiz o zaman, zaten kendiliginden cekip gitmezmi kotulukler ustumuzden? Bir kez daha baksak can yoldasimiza, yanim

Ask'ta Yarin Yoktur Sevgili!!!

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur... Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar. İnsan korkusuz olur, daha derinden anlamaya başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ta ortasında. Hindistan’da Ganj Nehri’nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... New York’ta, bir sokakta, kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da.

VAHSET!!!

Gercekten de bir vahset, ismi yok literaturlerde, kim? hangi akla hizmet? 44+ (dogmamis 3 bebek)= 47 can, 3 kisi hastanede can cekisiyor, milyonlarca insan kalbinde acisini cekiyor. Hangi sebepten dolayi oldugu onemli oldu simdilerde, bunu sebebi yok, kizi bana vermediler ona verdilermi? verirler, bedeli 47 can degil, yok toprak tartismasimi? bedeli 47 can degil. Belki de ustu gizlenen bir saldiri dir. Sizler o ellerinizdeki kalasnikoflari, el bombalarini, uzun namlulu silahlari v.s. leri nerlerden buluyorsunuz? aklima, fikrime kotu kotu seyler dusuyor ama yazmak istemiyorum, kimler, nerelerden getiriyor size o silahlari, hangi amacla veriyorlar? ve siz boyle etrafi taramak icin Allah'i bile yok sayarak bu isleremi kalkisacaksiniz? Yetim, oksuz kaldi kac cocuk, dunyaya gozlerini acamadi 3 dogmamis bebek, memleketine donemedi gencecik vatan evlatlari, kimbilir kimi kime hasret gitti, cocuklarin gozlerine kan surdunuz afferin sizlere, elinize kalem kitap almak yerine o vahsi silahlar

Toz Bulutlari

Toz bulutlarinin kapladigi bir ulkenin, bir kenarindan sesleniyorum size. Insanin icini bunaltan, ruhunu daraltan bir havanin altindan, insana neden tatli gelmez kendi soludugu ulkesinin havasinin disinda hicbir yer? Oturmusum suan evimde, camdan disari baksam desem renk tanimini yapamadigim bir hava hakim gokyuzunde yeryuzunde, bahceye ciksam bir soluk alsam desem, cigerlerimi cekecegim ilk sey pis toz bulutlari, gozlerimi kapatsam uykuya dalsam desem, ruyamda annemin sicacik elleri, sevdiklerimin tatli sesleri, kapiyi carpip ciksam kendimi soyle yollara vursam desem, disarda benim bilmedigim beni bilmeyen bir hayat, tabii ki icimde en buyuk umut, aksama calinacak kapidan gelecek olan sevgi, bir tek o, tozun dumanin kalktigi an, gozlerimin olumsuz herseyi sildigi gormedigi an, zaten o kapi calinmayacak olsa ne isim var ki benim buralarda? Zaman akip gidiyor, her akip giden zaman da bir ozlem cizigi daha atiliyor insanin yuregine, gitsem diyorsun, soyle bir koklasam, dokunsam, sarilsam

Domuz Gribi

Dunya saglik orgutunun yaptigi son aciklamaya gore simdiye kadar gorulen domuz gribi vakasi 787 kisi, supheli kisi sayisi ise 2500 kisi ve goruldugu ulke sayisi 17, eger ki bir an once onlem alinmazsa 7.5 milyon kisinin tehdit altinda oldugunu acikliyorlar. Peki nedir bu domuz gribi? Domuz gribi, normalde domuzlarda görülen A tipi grip virüsünün yol açtığı bir solunum hastalığı olarak biliniyor ve bu hastalık hızla yayılabiliyor. Belirtileri neler? Domuz gribinin en önemli belirtilerinin üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş, göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı, ileri derecede kas ve eklem ağrıları, bitkinlik şeklinde sıralanırken, soğuk algınlığından farklı olarak belirtilerin yavaş yavaş değil, birdenbire ortaya çıktığı ve daha fazla ateşlenmeye yol açtığı bildirildi.Soğuk algınlığıyla karıştırmamak gerekiyor. Soğuk algınlığı yavaş yavaş gelişir, ateş çok yüksek değildir, burun akıntısı ön plandadır. Kas ve eklem ağrıları olsa bile ileri d